Navigation
  • Hakkımızda
  • Menü
  • Blog
  • Galeri
  • İletişim
Şahsına Münhasır Meyhane
  • Hakkımızda
  • Menü
  • Blog
  • Galeri
  • İletişim

Set your main menu in Appearance > Menus

Şahsına Münhasır Meyhane
  • Hakkımızda
  • Menü
  • Blog
  • Galeri
  • İletişim
Büyük halini görüntüle
meyhane

RAKININ USTASI OLMAK, MEZENİN DE USTASI OLMAKTIR.

Rakı içmenin, diğer içme kültürlerinden alabildiğine farklı olduğunu vurgulayıp duruyoruz. Zira onun kadar olmazsa olmazlar listesi barındıran başka bir keyif yok. Keyfi tamamlayabilmek için rakı sofrasının eksiksiz olması, eş dost kadar mezesiyle de göz doldurması bir gelenek. Rakı içmekten söz edilirken hep bir sofra kurmaktan dem vurulur. Hiçbir içki için söz konusu değildir bu. Rutini vardır, klasikleriyle bilinir. İşte tam da bu noktada mezesiz bir sofranın, mezenin özenle seçilmediği bir rakı ritüelinin tadı yoktur.
Meze kültürü Türkiye’de benzersizdir. Birçok kültürün bir araya getirdiği, klasik mezeler rakı denince istemsizce akla gelendir. Rumlardan, Ermenilerden, Levantenlerden gelen bir çok damak tadı giderek buralı olmuştur. İsimleri geleneği sürdürse de bize aittir; başka yerde benzeri nedense yavan kalır. Üstelik gün geçtikçe, mutfak kültürlerinin batıdan esinlendiği kimi yeniliklerle onlar da biçim değiştirip, yeniden yorumlanan, her meyhanenin kendine özgü kimliğini oluşturan tatlar haline gelmiştir. Bunda bir sakınca yok, aksine lezzetler korunduğu sürece yeni yorumlar bu kültürü çok daha uzun süre yaşatacak gibi görünüyor. Malum meze diğer yemekler gibi yenmez, çatalın ucunda, damakta hafif tatlar eşliğinde ufak ufak tadına varılır. Hiçbir rakı sofrasında yemek yer gibi mezeye yüklenen saygı görmez. Bu adabın en ufak detaylarındandır. Hal böyle olunca da onu geliştirip dönüştürürken geleneği korumak da başlı başına bir iş aslında.
Her kültür, her ırk kendi mezesini yaratıp, ayrıcalıklı bir dokunuş eklemiştir. Söz gelimi Rumlar’da baharat mutlaktır ama öncelik ille de zeytinyağı, şeker ve limona verilir. Elbette Ege ve Rum mutfağı denince akla gelenler hep birbirinden farklı sunumla hazırlanmış envai çeşit ottur. Yeşilin her tonuna biraz deniz özlemi ekleyip rakının beyazına yaren edenler Rumlardır. Zeytinyağını ilk keşfedenlerin Giritliler olduğunu düşünecek olursak, bu işte usta olmamalarına şaşmamak gerek. Ermeni mutfağı aromatik ve bol baharatlı tatlarıyla bilinir. Ermenilerin yemek aktivitelerini muhabbetle bir tuttuğu da bilindiğinden, rakı içmek ve Ermeni mezeleri arasındaki ilinti şaşırtmaz.
Yeni nesil mezeler ise bunlara göz kırpa dursun kendi devrimini yaratmak üzere. Evde hazırlanan mezeler olmaktan çıkıp, salt bu konuda usta şeflerce hazırlanan özel tariflerle bilinen tatlar yeniden yorumlanıyor. Müsaade Meyhane de bu konuda, İstanbul meyhane kültürü içinde ayrıcalıklı bir yer almayı hak edecek kadar özenli mezeler sunuyor konuklarına. Rakı muhabbet içindir, meze o muhabbetin kültürüdür. O yüzden birbirinden ayrılmaz bu ikili için yepyeni deneyimlere açık olmakta fayda var.

 

A. Marika Sağlam

was last modified: Mayıs 23rd, 2018 by MeRtEfEhaNe
Share Post
Previous
OLURSA OLUR, OLMAZSA RAKI İÇERİZ
Next
MÜDAVİM MEYHANELERİ

Related posts

Yazıyı Okuyun
meyhane

MEYHANE DEDİĞİN…

9 Temmuz 2018 at 09:24 by MeRtEfEhaNe / 0

Meyhaneler bir kültürün en incelikli süregeldiği yerlerden biridir. Orada yaşananlar, konuşulanlar ve mekanın atmosferi gerek dönemi, gerekse yaşanan sosyal süreci anlatmak için tek başına yeter de artar. Meyhanelerde, yenilen içilenler ve gelen kitle kadar mekanın dekoru da belirleyicidir. İstanbul meyhanelerinin pek çoğu mekanın adından ya da işletmecisinden ziyade dekor unsurlarıyla anılır.

was last modified: Temmuz 9th, 2018 by MeRtEfEhaNe
Yazıyı Okuyun
meyhane

MEYHANELERİN DİLİ OLSA…

21 Haziran 2018 at 08:19 by MeRtEfEhaNe / 0

Aslında Eski İstanbul Meyhanelerinin pek çok unutulmazı arasında, bu birbirinden ilginç ve her biri güzel hikayeler barındıran tabirler de rakı içmenin, rakı sofrasının ve mey adabının bir parçası. Geleneği gizlice yaşatan dildir. Dile pelesenk alışkanlıklardır. Dilin yaşattığı her şey kalıcılığını bu yüzden sürdürebiliyor. Bu yüzden meyhanelerin bir dili vardır ve günümüzde hala; çoğu kez anlamını bile bilmeden kullandıklarımız arasında usulca yer alır.

was last modified: Haziran 21st, 2018 by MeRtEfEhaNe
Yazıyı Okuyun
meyhane

MÜDAVİM MEYHANELERİ

3 Haziran 2018 at 17:54 by MeRtEfEhaNe / 0

Meyhanelerin sır saklayan duvarları vardır. Dile gelmesi en zor hikayeler rakı sofrasında dökülür ortaya. Bu bazen en yakın dosta, aynı yolun yolcusuna ya da kalpteki en özele ulaşır. Haliyle ne hatıralar, ne gizemler orada çözülür ve “rakı masasında konuşulan, rakı masasında kalır”. Bu yönüyle herhangi bir yeme-içme mekanında böylesi bir bağ söz konusu değildir. Fonda duyulan kısık müziğin akla düşürdükleri meyhane duvarlarının suskun ortaklığına emanet edilir. Meyhane işletmecileri bu anlamda birer terapist gibidir aslında.

was last modified: Haziran 3rd, 2018 by MeRtEfEhaNe
Yazıyı Okuyun
meyhane

OLURSA OLUR, OLMAZSA RAKI İÇERİZ

18 Mayıs 2018 at 12:47 by MeRtEfEhaNe / 0

Şair Ümit Göksel’in “O halde yarın güneş kızarınca gelirim. Olursa olur, olmazsa rakı içeriz. Olursa devam, olmazsa veda ederiz” sözü de aslında rakı içmenin kendiliğinden olan o zerafeti oldukça iyi tanımlıyor.

was last modified: Mayıs 23rd, 2018 by MeRtEfEhaNe
Yazıyı Okuyun
meyhane

NEREDE O ESKİ MEYHANELER?

17 Mayıs 2018 at 16:15 by MeRtEfEhaNe / 0

Meyhane kültürü belki de eşi benzeri olmayan ama bir şekilde sessiz sözsüz bir devir teslimle günümüze dek evrilen ve bu toprakların en eski gerçeği olarak bilinir. İstanbul’da yaşayan Rum halkının, biraz buradan, biraz da yakın adalardan usul usul getirdikleri alışkanlıklarla kendine has tabirleri bile olan bir adap ve toplaşma yeridir rakı sofraları.

was last modified: Mayıs 23rd, 2018 by MeRtEfEhaNe

Leave a reply Cevabı iptal et

Sosyal Medyada Biz


Musaade Facebook Musaade Facebook

Search engine

Use this form to find things you need on this site